Kurumsal

Ekonomi Gündemindeki 3 Hedef, 3 Temel Politika ve Çözümler

Ekonomi Gündemindeki 3 Hedef, 3 Temel Politika ve Çözümler

26/05/2024

Ülkemizin en önemli gündemi; yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının geniş kesinlerin satın alma gücünü belirgin bir şekilde etkilemesine karşın iç talepte bir türlü istenilen düşüşün sağlanamamasıdır.

Bu kapsamda ekonomi yönetiminin;

  • Enflasyonla mücadele,
  • Kalıcı fiyat istikrarı,
  • Finansal istikrar,

Hedefleri paralelinde,

Merkez Bankası’nın da bu hedeflere yönelik olarak;

  • Etkin politika faizleri ile finansal piyasalar arasında dengelenmenin sağlanması,
  • Kontrollü döviz kuru ile Türk Lirasının reel olarak değer kazanması suretiyle enflasyonun baskılanması,
  • Kredi büyümesinin kısıtlanması suretiyle talebin daraltılması, büyüme hızının yavaşlatılması,

Politikaları ön plana çıkmaktadır. ,

İki ve Üçüncü sırada saymış olduğum; “TL’nın reel değer kazanması suretiyle enflasyonun baskılanması” politikası öncelikli olmak üzere, “kredi büyümesinin kısıtlanması suretiyle talebin daraltılması” politikalarının etkin olarak uygulandığını görmekteyiz.

Acaba, ilk sırada saymış olduğum “politika faizleri ile finansal piyasalar arasında dengelenmenin sağlanması” politikası ne derece etkin uygulanabilmektedir?

Burada çok karmaşık bir tablo ile karşı karşıyayız. Çünkü, ekonomi yönetiminin gözetilmesi gerektiğini düşündüğü çok kritik konular bulunmaktadır. Bunlar;

  • Sanayi ve ticari faaliyetlerin sürdürülmesi, ekonominin dinamizminin korunması,
  • Dengeli bir büyüme seviyesinde istikrar sağlanması,
  • İstihdam ve sosyal refah seviyelerinin korunmasıdır.

Ancak, gözetilen bu kritik konulara karşın, mevduat faizlerinin politika faizinin altında seyrettiği, döviz mevduatı sahiplerinin hala TL’ye geçiş konusunda tam ikna edilememiş olmaları, çeşitli kesimlerce hissedilen enflasyon seviyesi karşısında ihtiyaç kredi faizleri ile kredi kartı faizlerinin hala harcamaları teşvik edici seviyelerde, MB Politika faizleri seviyelerinde veya altında olduğu gibi göstergeler hedeflenen dengelerdeki handikapları göstermektedir.

Tüm bu hususlara ilave olarak, bir finansal piyasa uygulayıcısı olarak seçmiş olduğum, iç talep seviyesini doğrudan etkileyen çok önemli ve yüksek hacimli bir ödeme ve finansman mekanizması olan kredi kartları harcamaları ile en çok gündemde olan ve en fazla düzenlemelere tabi tutulan taşıt kredilerini karşılaştırmak istiyorum.

Kredi kartı faiz oranları taşıt kredileri faiz oranının çok altında

KREDİ KARTI HARCAMALARI14 Haziran '2429 Aralık '2316 Haziran '23Yılsonu (%)Geçen yıl aynı dönemi (%)
Kredi kartları (Bireysel+Kurumsal) (mevduat+katılım)1.985.774.6971.564.360.9971.073.589.81926,9484,97
a. Taksitli719.368.157669.219.101558.711.5127,4928,75
b. Taksitsiz1.266.406.540895.141.896514.878.30741,48145,96
TAŞIT KREDİLERİ
Toplam taşıt kredi hacmi (bankalar+finansman şirketleri)395.878.613344.369.112304.757.80814,9629,9
Bireysel taşıt100.621.077104.100.46789.066.332-3,3412,97
Ticari taşıt295.257.536240.268.645215.691.47622,8936,89

Yani;

Bankalar ve finansman şirketlerinin kullandırdığı taşıt kredileri, kredi kartları hacminin sadece %20’si kadardır.

- Taksitli kredi kartları hacminin ise sadece %55’idir.

- Kredi kartları hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre %85 artarken, taşıt kredileri hacmi %30 artış göstermiştir.

- Buna göre kredi kartları hacmi, taşıt kredilerinin 3 katına yakın artış göstermiştir.

- Ayrıca bu durum, 0 km otomotiv satışlarının uzun yılların rekorlarının kırılarak ilk defa 1.232 adetlik satışlara ulaşıldığı bir yılda olmuştur.

Kredi kartı fonlama maliyetleri taşıt kredileri faizleri karşılaştırması (%)
Haziran 24
Azami akdi faiz4,25
Politika faizi4,17
Taşıt kredisi faizi5,33
Azami pos komisyonu3,56

Kredi kartı faiz oranlarının taşıt kredileri faiz oranın çok altında olduğu, işyeri pos komisyonlarının ise 3.56 gibi çok düşük bir seviyede olduğu, buna bağlı olarak da; taşıt satışlarında kredi kullanmak yerine kredi kartı limitlerinin kullanımı, kredi kartına taksitlendirme ve nakit çekme yöntemlerine yönelim olduğu görülmektedir.

Taşıt kredileri alanına baktığımızda ise, etkin piyasa oyuncularından olan Finansman Şirketleri kredilerinin %88’ini otomotiv sektörüne kullandırdıklarını görmekteyiz.

Bu nedenle Otomotiv Sektörüne kısaca göz atarsak:

OTOMOTİV SEKTÖRÜ: ÜLKEMİZİN LOKOMOTİF SEKTÖRÜ

  • 1.250 bin adetlik 0 araç, 6 milyon adetlik 2. El araç satışı,
  • 11 markanın ürettiği 1.500 bine ulaşan üretimi,
  • 36 milyar Dolarlık ihracatı ve Ülke ihracatından aldığı %16’lık payı,
  • 750 bin kişilik istihdam yaratan yan sanayi,,
  • 900 bayi, 1280 Plaza ve 85 bin 2. El satış noktasından oluşan dağıtım ağı,
  • İstihdam ve sosyal refah seviyelerinin korunmasıdır.

Devasa bir sektör ve ülkemizin lokomotif sektörüdür.

Ancak; 2023 yılında tarihi satış rekorları kırılmasına karşılık;

  • Otomobil üretimde ihracatın payı %88’lerden %65’lere indi
  • İç Pazarda ithalatın payı otomobilde %71’lere, hafif ticaride ise 67’lere çıktı. Ticari araç üretiminde AB’de ikinciliğe geriledik.
  • Net ihracatçı konumundan net ithalatçı konumuna geldik.
  • Sektör uzun yıllardır yeni yatırım çekemiyor. Türkiye’ye yeni giriş yapan Çinli otomotiv firmaları da yatırımlarını Avrupa’ya kaydırıyorlar.

Yatırımcıyı çekebilmek için iç pazarı büyütmek şart. İç pazar hacminin yükselmesi yabancı yatırımcıyı cezbediyor. İç pazarın büyümesi, mevcut ekonomik koşullarda krediye erişim seviyesine bağlı olacak .

Krediye erişimi seviyesi ve kredi hacminin enflasyon üzerinde yükseltici etkisinin sınırlanması ise; kredilendirme yöntemleri gereği piyasaya nakit çıkışı olmaması ve kredinin gerçek amacı için kullanılmasının garanti edilmesine bağlıdır.

Bunun Garantili Yöntemi ise Finansman Şirketleridir.

TÜRKİYE FİNANSAL SİSTEMİNİN BÜYÜTÜLMESİ ZORUNLULUĞU

  • Ülkemiz GSMH sıralamasında Dünyanın ilk 20 büyük ekonomisi içerisinde iken, finansal varlıkların büyüklüğü yönünden Dünyanın 35. Büyük Ülkesidir.
  • Yani Türkiye’de finansal sistemin büyüklüğü, ekonomisinin büyüklüğünün çok gerisindedir.
  • Ülkemizde bankacılık ve finans sisteminde Finansman Şirketleri sadece %3 paya sahipler.
  • Banka dışı tüm sektörlerin (Sigorta sektörü dahil) payı ise %6’yı aşmamaktadır.
  • Avrupa’da Finansman Şirketlerinin finans sistemindeki payı %41’dir.

GÖRÜLÜYOR Kİ; ÜLKEMİZDE FİNANSAL SİSTEMİN TEK VE YEGANE HAKİMİ BANKALAR’DIR. BANKALAR DIŞINDAKİ FİNANS KURUMLARININ GELİŞİM VE YAŞAM ŞANSLARI ÇOK KISITLIDIR.

Sonuç olarak;

  • Seçili bir kesime, KOBİ, küçük işletmeler ve esnafa kredi kullandırmaları,
  • Yasa gereği nakit olarak kredi kullandırmamaları nedeniyle amaç dışı kullanımın mümkün olmaması,

Nedenleriyle, kullandırdıkları kredileri doğrudan talebe yansımayıp, ekonominin can damarlarını besleyen FİNANSMAN ŞİRKETLERİ;

ÜLKEMİZDE FİNANSAL KAPSAYICILIĞIN VE ÇEŞİTLİLİĞİN ARTIRILMASI, FİNANSAL SİSTEMİN BÜYÜTÜLEREK BATILI ÜLKELERDE OLDUĞU GİBİ DENGELİ BİR DAĞILIMA GETİRİLMESİNDE KULLANILACAK ETKİLİ BİR FİNANSAL KURUMLARDIR.

Nihat Karadağ

Quick Finans Genel Müdürü

EKONOMİM GAZETESİNDEKİ YAYIN SONRASI BENZER YORUM VE VERİLERİN YER ALDIĞI HABERLER

Çek ve senette ödeme güçlüğü derinleşiyor

Mehmet Şimşek'in "Kredi Kartına Taksit" Çıkışı Sosyal Medyada Gündem Oldu

Kredi kartı harcamaları yüzde 27 arttı, borç 1,5 trilyona ulaştı

Sitemizde, işlevsellik gereği ve site kullanımınızı analiz eden çerezler konumlandırıyoruz. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için  Çerez Uygulamalarına İlişkin Aydınlatma Metni'ni inceleyebilirsiniz.